Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

17 Ekim 2012 Çarşamba

İstanbul Gezisi (Dolmabahçe Sarayı)

Kapalı Çarşı, Topkapı Sarayı ve Boğaz turunnun ertesi günü Dolmabahçe Sarayını gezdik. Doldurulmuş bir alana yapıldığı için Dolmabahçe Sarayı denmiş. Sultan Abdülmecit tarafından yapım emri verilmiş. 1843 yılında başlanıp 1856 yılında bitirilmiş.
                                          Dolmabahçeye gelince sizi bu saat kulesi karşılıyor.
 Hafta sonu olmasından galiba çok kalabalıktı. Bizim biletler önceden alınmıştı. Rehber verileceği söylenmiş.

                                                Muhteşem süslemeler insanı büyülüyor.


                                                  Girişteki kuğular hoş geldin diyor.
                                                      Girişin sol tarafında tören alanı
                                                          Galoşları giyip içeri girdik.
         Rehber burada kısaca tarihinden bahsetti. Google'de bakılabileceğinden burada bahsetmeyeceğim.
 Rehber içerde resim çekmenin yasak olduğunu söyledi. O güzellikleri, tonlarca kilodaki avizeleri, mobilyaları, tabloları, halıları, altın kaplama süslemeleri, Atatürk'ün çalışma odasını, yatak odasını, Elçilerin kabul edildiği salonları, bibloları, Çini sobaları. mangalları, süslü kalorifer peteklerini, kullanılan eşyaları v.s resmedemedim. İhtişam çok büyüktü.
                                 Tekrar bahçeye çıkıp arka taraftaki harem dairesine yöneldik.
                                                         Bahçede resim çekmek serbest.
Harem dairelerinin ihtişamınıda çekemedik.8 adet kadın efendinin şimdiki daireler büyüklüğünde aireleri var içerde ayrı ayrı. Misafir odaları var. Çook büyük. İçerisi labirent gibi. Koridorlar bile süslenmiş. Duvarlar tablo dolu. Parkeler orjinal. Halılar tek parça ve 120mkare dokunmuş el emeği.  Kaşık, çatal. porselen tabaklar, kap kacak, kadehler,bardaklar ayrıca sergilenmiş. Orada nasıl yaşamışlar acaba?
 
                           Ataşehirde yemek yeyip Palladyum gezildi. İki ara bi derede yeğenimle görüşüldü.
                     Dönüş yolunda boğazın güzelliğine dayanamayıp birkaç resim daha çekildi.

                                                         Ağrıyan ayaklarla eve dönüldü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder