Ramazandan sonra ikinci kez Gümüldüre gittim. İlk gittiğimde az kalmıştım. Eşimle tekrar gelecektik. Eşimin işlerinin yoğunluğu nedeniyle ben tek gittim.
Oraya varma günümü bir gün geç söyledim. Çünkü beni beklerken telaşlanıp uyumuyorlar.
Onun için börekler benim yanımda yapıldı. Bende resimlerini çekebildim. Bütünü tepsi böreği oldu.
Yarı döşenen tava böreği oldu. Annem unu suyla karıp hamur yapıyor. Aralara yumurtalı yağ gezdiriyor.
Annemin klasiği börekli kahvaltımızı ettik. Babam beni bir gün önce görünce anneme bağırarak "hani pazar gün gelecekti" dedi. Ben de "annem öyle biliyordu sürpriz yaptım" dedim.
Babam bizlere değilde anneme hep bağırarak konuşur. İltifatları bile negatif kelimelerden oluşur. Yıllardır bu huyundan vazgeçirmeye çalıştık. Biz eski zaman adamıyız, Biz öyle alıştık gibi laflarla geçiştirdi. Bu yıl aklıma geldi şöyle dedim babama "baba anneme söylediğin her negatif kelime bize söylenmiş oluyor. Biz de eşimizden böyle negatif kelimeler duyunca yadırgamıyor boyun eğiyoruz. Eşimiz seni örnek alıyor 'baban da böyle yapıyor' diyor. Yani sen annemle birlikte bizi küçümsemiş oluyorsun". Babam "biz böyle mutluyuz alışığız" dedi. Ama annemin yüzünden mutluluk okunmuyordu. Sadece yorulmuş ve karşı çıkarsa kavga olur diye susmuştu. Babam düzelme emareleri gösterdi. Söylediği kelimelerin negatifliğini fark ettirdik. onların yerine pozitif kelimeler bulup kullanmasını sağladık. Biz varken her şey güzel gidiyordu. Biz gidince eski haline dönerse diye korktum ve şöyle dedim "baba biz yokken de pozitif konuş çünkü delta frekansları ile beyinden beyine iletişim var ve senin negatif konuşman bizi etkiler" dedim ve babam haydaaa dedi. Olumlu gelişmeleri gözlemledim
Ablam ve babam. Aynı pozu benimle çekti ablam ama kafalarımız çıkmamış, güneşte ekran görünmüyordu, kararına çektik. Bu poz güzel çıkmış.
Ablama çocukluk arkadaşlarımız geldi beni görmeye. Onlar kışın gün kurmuşlar her ay görüşüyorlar. Tam bir nostalji ve duygu yoğunluğu oldu. Herkes çocukluğumdaki gibiydi az değişikliklerle. Bense çoook kilo almışım.
Bu kiloların üzerine birde ablamın komşusu Zekiye hanımın yaptığı tire usulü akıtma yedik. Tadı damağımda kaldı.
Bahçesindeki kudret narları kendiliğinden çıkmıştı. Daha sonra bu kudretnarları dalında yarıldı ve içindeki çekirdekleri görüldü. Babam istedi Zekiye hanımda olgunlaşan kudretnarlarını ablama verdi. has zeytinyağına yatırıp kavanoza konacak.
Bir yandan da kalacağım süre içinde kışlık tarhana yaptık azıcık.Egenin tarhanası kırmızı olur. Bolunun ki beyaz olur. Ben ege tarhanasını daha çok seviyorum. Geçen yıl ablam bir kavanoz vermişti tadı damağımda kaldı. Bu yıl da yapalım dedim.
Robottan geçen tarhana elenirken
Annem tarhanayı denetlerken
Anneme haldır haldır kışlık etek parçaları ördüm. Ablamda yardım etti. 4 parça ördüm. Bel kemerini de ördük. Dikmesini annem ben yaparım dedi. Parçaları ütüleyip birleştirecekmiş. 4düz 4 tersten örülünce 100 ilmek daracık bir görüntü verdi.Akordiyon gibi açılıyor parçalar.
Sabahları öğleye kadar denize girdik. Ablam, babam ben açıldık ta açıldık.
Kıyıda yürüyüşler yaptık.
Babam her sabah 5.30 da kalkar, hazırlanır, 5.45 de yürüyüşe çıkar. Gümüldür sahilinden Denizatı'na kadar yürür. Geri dönüşünde arkadaşları yürüyüşe yeni başlamış olur. Elinde kocaman bir sopa saldıran köpeklere karşı korunma aracı.7.30 da eve gelir. Sporu bununla bitmez evdede gün içinde esneme hareketleri yapar.Akşam yemeğinden sonra mutlaka kıyıdaki spor aletlerinin her birinde 200 kez çalışacaktır. Çok çalışkandır. Bir iş veya problem varsa çözmeden rahat edemez. Maşallah babama. Babam çok iyi bir insandır, bir tek anneme karşı çenesi çok çıkıyor. o da öyle gördüğünden. Kılıbık demesinler diye herhalde.
Gümüldür denizinin üstüne deniz tanımam. Denizin temizliği, kaya veya yosun olmaması, derinliğinin bize göre iyi olması sevdiriyor burayı.
Yemekler ablamdan bulaşıklar benden. Ablam hemen şunu şunu yapalım deyip aparıyor yemeği hazırlıyor.
Yukarıda ki tabakta 'hiçbir şey yok ne yapsak' dedikten sonra çıkan ürün.
Börekler annemden. Dönüş günü gelince baktım hamur karıyor. Zaten ayakta zor duruyor. Hamurun çoğunu poaça yapıp kalanından tava böreği yapmaya ikna ettim. Çünkü ayakta duramıyor. İlla oğluma börek yapıp gönderecekmiş. Bir tava böreğini getirdim, oğlum bayıla bayıla yedi. "Bu böreğin ayrı bir özelliği var" dedi. Sen böyle yapamıyorsun. Senin gül böreğin, babannemin altüst böreği, ananemin tava böreği güzel dedi.
Hadi annecim gülümse, gül biraz gül biraz diye diye annemi güldürüp resmini çektim.
Annemde babamla birlikte Sümerbank Dokuma Fabrikası'nda çalışmış emekli olmuş çalışkan bir kadın. Aldığı maaş yetmezmiş gibi yemek arasında oya örerek satıp ev ekonomisine katkıda bulunmuş. Gençken öyle hızlı yürürdü ki ben peşinden yetişemezdim. Şimdi destekle yürüyor. Çabuk yoruluyor.Yine de mutfak işini bırakmıyor. Canım annem benim.
Hep gülümseyerek okudum satırlarını. Allah bu güzel aileyi korusun, nazarlardan saklasın.
YanıtlaSilHepinize sağlıklı, huzurlu,keyifli uzun bir beraberlik diliyorum.
Tüm kareler son derece iştah açıcıydı. Böyle lezzetlerle nasıl kilo alınmaz:)
Sevgiler canım...
Ah ah Asucum iki haftada iki kilo alıp döndüm. Yesen olmuyor, yemesen olmuyor. Evime geldim ya veririm artık kiloları.
YanıtlaSilBizden de size sevgiler.