Yollarda bol miktarda rüzgargülü gördük. Rüzgar santrallerini önce hevesle çektik sonra birbirinin aynı diye bıraktık çekmeyi.
Bol miktarda zeytin ağacı gördük. Güzel manzaraları seyrederek yol aldık.
Tanıtım karşılığı bizim grubu bir gece misafir edecek Heramis tesislerine geldik.
Birer çay içtikten sonra evlerimize getirildik. 1+1 şeklindeki evlerde 4 kişi rahatlıkla kalabilir.Koltuklarda açılıp çift kişilik yatak oluyor.
Mutfakta mutfak malzemeleri mevcut. Fırın bulaşık makinesi, çamaşır makinesi mevcut.
Yatak odasında ve salonda televizyon var.
Elbise ve ayakkabı dolabı yeterince büyük,
Sahili 350 metre ve denizin suyu berrak. 15 er günlük devre mülk satıyorlar
Termal kaplıcalar, deniz, çeşitli havuzlar var. Tesisin üçte biri yapılmış ve inşaat devam ediyor.
Akşam dolunay çıktı ve yakamozu ile ayın resimleri çekildi.
Sabahın sessizliğinde sahile yürüdüm. Bol köpek vardı ve birbirleri ile dalaşıyorlardı.
Kuş sesleri arasında sahile geldim ve
denizin suyu ılıktı, berraktı, su yokmuş gibi dibi görünüyordu. Sahile çöl kumu getirilip döküleceği söyleniyordu.
Daha inşaat halinde olduğu için kalabalık değildi. Tesis tamamen bitip evler dolunca aynı sessizlik ve sükunet devam edermi?
Yörenin pazarının çok ucuz olduğu, suyunun bol olduğu söylendi. Bayıldık buraya
Kaz dağlarına baka baka oradan ayrıdık.
Altınoluğun panaromik görüntüsünü görmek için koskoca otobüsle tepelere çıktık...
Sefa kafeye ulaştık. Orada kimimiz çay, kimimiz kahve içtik. Çiğ böreği ve gözlemesi de güzelmiş. Tadımlık yaptırıp yedik.
Çeşitli reçeller(domates, zeytin reçeli gibi) salça. zeytin yağı vb satın aldık.
Geyiklden Feribota binip Bozcaadaya yollandık. Yarım saatte oradaydık.
Rıhtımda bir savaş gemisi vardı. Aslında savaş gemisi değil gözetleme gemisiymiş.
Bozcaadanın kurtuluşu nedeniyle bir günlük oraya gelmişler ve gezmemize izin verdiler.
Ve geldik Bozcaada da Adabacchus'e. Okunuşu Adabaküs. Allaaam yaaa ne diye yabancı isimler koyarlar?
Sahibine sordum baküs şarap tanrısıymış. Onun için bu ismi koymuşlar.
Otel 8 ailenin kalacağı kadardı. Manzara muhteşemdi.Yemekleride çok lezzetliydi. Odalarda yemek yenmiyor.
Terastaki ahşap masaya yapışıp kalmış bu tüylü şeyin ne olduğunu anlayamadım. Tohummu böcekmi bilemedim. Bir santim kadar birş eydi.
Odalar ahşap ve küçüktü. Bir yatak odası ve banyo tuvalet.
Lambadaki asma yaprakları güzeldi. Duvardaki tablolar da öyle.
Küçücük banyo ve tuvalet.
Teras kısmı
Ayazma sahiline doğru bakıyoruz.
Diğer tarafın manzarası
Aşılanmamış hünnap tatlıydı. Aşılanmışın da tat yok.
Akşam tuzda pişirilmiş balık yedik. Sarma, deniz börülcesi, Patlıcan ezmesi, rus salatası vardı. Ahtapotlu bişeyde vardı. Kalamar vs de vardı.
Arkadaşımızın eşi sürpriz yapıp doğum gününü kutladı.
Bol miktarda kahve ve çay içildi.
Adadaki rüzgar santrali gezildi. Ada da bodur çam ve asma bahçeleri var. Adanın kuzey tarafı yeşillik, diğer tarafı boz. Çünkü toprağın cinsi değişiyormuş. Yapılanma yok. Köyü olmayan tek yer. Bağevi ve bağ var. Az miktarda keçi ve tavşan var. Dağlar kendiliğinden çıkmış kekikle dolu. Zeytin ağaçları var. Toprağı kireçli ve demirli. Rehberimizin anlattıklarından kalanlar...
Şehire inilip alışveriş yapıldı. Bademli kurabiye. sarmısaklı z.yağlı ekmek, zeytinyağı, reçeller, magnetler, incik boncuk vs alındı. Bir şarap fabrikası gezildi. Çınar altında kahve içildi. Sahilindeki bir lokanta da yemek yenildi. ve dondurma yenildi.
Geri dönüşte Ayazma plajında denize girecekler indirildi. Ben üşendim girmeye...
Ertesi gün sıkı bir kahvaltıdan sonra dönüş yoluna koyulduk. Tekrar feribotla Çanakkale Bigaya geldik.
Otobüsle devam ettik.Gece onikide eve girdik ve yorulmuştuk. Ayaklarımda şişmişti. Ama gidip gördüğüm yerler çooook güzeldi ve iyiki gitmişim. Ülkemiz cennet gibi cennet...
Benim yakınlarıma gelmişsiniz. Her kare tanıdık ve tüm manzaralar çok güzel. Kaz Dağları benim balkon manzaram. Çok güzel çook...
YanıtlaSilHani bir şarkı vardır ya yorumunuzu okurken aklımdan geçti...
SilElbet bir gün buluşacağıııız...
çok öptüm.