Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

24 Temmuz 2014 Perşembe

Senden Önce Ben-Jojo Moyes

Haziran sonu okulların kapanacağına yakınmatematik öğremeni Olcay hanım elinde bir kitap" Bunu benden kim istemişti?" diye bağırıyor. Kimseden ses çıkmadı. Baktım okumadığım bir kitap ve ismini duymuştum bloglardan. Ben alabilirim dedim ve uzattı bana kitabı.
Tatil dönüşü evde canım sıkıldığı bir anda aldım elime ve bırakamadım. Bittiği zaman gözümde yaşlar vardı. Tavsiye ederim okumayanlara. Hem Kuadripleji hastalığı hakkında bilginiz oluyor hemde bu hastaların ruhsal durumları hakkında bilgileniyorsunuz.Çektikleri ağrılar, ellerini ve kollarını kullanamamalarından dolayı çektikleri sıkıntılar ölümü düşünmelerine neden oluyor. Araya bir de aşk girince ortalık karışıyor...

Pegasus yayınları
1. baskı nisan 2013
İngilizceden çeviren Ayşe Görür
480 sayfa

19 Temmuz 2014 Cumartesi

Oğlum

20 yıl önce dünyaya gelerek beni çok mutlu ettin yolun açık olsun oğlum.

18 Temmuz 2014 Cuma

Gümüldür, Tire Değirmen Şelale ve Şirince

Gümüldür'de annem,babam ve ablamla 12 gün geçirdim.
 Oğlum tutturdu arabayla gidelim diye. Bize kızımda katıldı. Zevkli bir yolculuk oldu. Nagivasyonla yolları bulduk. Ben arkada rahat rahat gittim.
 Annemin el titremeleri artmış. Evin içinde bir yere tutunamadan yürüyemiyor. Yine de teyzemden iyi. Teyzem iki koluna girilince yürüyebiliyor. Annem mutfak işlerini yapabiliyor, yemeğini yapıyor, bulaşığını yıkıyabiliyor. Babam evi süpürüyor, mutfak alışverişini yapıyor. Sabahları yürüyüşünü, jimnastiği yapıyor. Kışın ayakları ağrımıştı, belinden bir operasyon geçirdi ve yürüyüşünü yapamadığı için kendini kötü hissetmişti. Şimdi tekrar yürüyüşünü yapıyor ama geçen yıla göre daha zayıf durumda. İkisi de bir birlerine destekler. Yanlarına bir yardımcı getirmemizi istemiyorlar.Ablam da yanlarında yardım ediyor.
 İçini ablamın hazırladığı kıymalı ve otlu pideleri iftarda yedik. Annem babam erken yedikleri için onlara önce yaptırdık.
                                  Doyamadığım Gümüldür sahili, başka sahil tanımam...
                                                    Selfiesiz olmaz
                                 Gümüldür sahilde bırakılmış iki şezlong
                           Ablamın balkonunda asılı çiçekler... karşıda deniz...
                 Beyaz çiçeği gelin duvağı gibi... Annemin yazlığı küçük olduğu için oğlum ve kızım ablamda, ben annemde kaldım. Annemle ablamın evinin arası 650 metreymiş. Kızım telefonundaki metre ölçer ile ölçtü yürürken. Ablama git gel annemle zorunlu yürüyüş yaptık. İyi oldu yediklerimizi yakmış olduk.
Tire-Değirmen Şelale
   Hepbirlikte Tire değirmen Şelale'ye gittik. bloglarda gidenleri görmüştüm. Resimlerini beğenmiştim. Kendimde gidince beğendim. Harika bir yer tavsiye ederim.
      Yeşillik büyüledi beni. Kuş sesleri, Cırcır böceğinin sesi, havuzdaki kazların sesi doğal ortamda olduğunuzu hatırlatıyor.
                                     Orada olmaya doyamadım.
      Yemekleri de harika. Tanınmış yemekleri var. Egenin meşhur böğrülce salatası,

                                          Keşkek
                           Buranın en tavsiye edilen yemeği piliç kavurma gibi
                              Yeşilliklerde bol bol oturup akşamı ettik.
                                  Dönüş yolunda kızım Şirince'ye gitmek istedi.
Değirmen Şelaleden yol üstünde olan Şirince'ye gitmeye karar verdik.
.......
ŞİRİNCE
İzmir'in Selçuk ilçesine bağlı Şirince'nin merkezinden 5-10 dakika daha yukar doğru gittik. Yolu iki araba zor sığacak kadar dar. Bir ara nereye gidiyoruz diye panikledim. Kızım nagivasyondan gösterdi az yolumuz kalmış. Yokuş yukarı gittik. Bana gölcük yolunu hatırlattı.
                   Geldik ve önce buzdolabı mıknatıslarını gördük. Şarabıyla ünlü ya...
                           Adı Şirince olunca şirinlerin olmaması tuhaf olurdu.
                         Küçük bir yer. Dağları yüksek değil. Köy havası korunmuş.

                   Yol bizi çarşıya götürdü. Çarşısı Safranbolu'u hatırlattı bana...
                           El işleri, sarı kantoron yağı, şarabı ünlü.
                             Takılar, eski eşyalar ilgi çekiyor.

                            Bir iki tane tarihi ev kalmış.
   Google Şirince yazınca bütün bilgiler geliyor. Eskiden Rum köyüymüş, 'Koyun kırkınca' olan adı 'Kirkince' diye telaffuz edilirken, mübadelede gelen Türkler köye 'Çirkince' demişler. Bu ismi beğenmeyen bir vali köyün adını 'Şirince' koymuş. İyi de olmuş.
                       İsteyenlere şarap tattırıyorlar. Meyveli şarapları çok tatlı.
                      Her meyvenin şarabı var.


 Babam hiçbir yerde yeşil sabun bulamıyormuş. Bu resmi görünce Şirinceye tekrar gitmeye karar verdi. Bayramda kardeşim gidecek onunla tekrar gidecekler.
 Dönüşte oğlumu kızdırdık." Trafik ışığı nerde, levhalar şurda, sağa dön, kavşağı geçtik" gibi söylemlerle delikanlıyı delirttik. Zaten arabada kalabalıktık iyice fıttırdı. Ablasını da kızdırdı. Arabayı savurtturdu, biz konuşunca radyonun sesini açtı. Daha önce "ben 20 yaşındayım. Arabayı 8 saatlik yoldan getirdim. Önde oturuyorum levhaları sizden önce görüyorum" demişti. Bizi uyarmıştı ama biz yinede dayanamayıp söylendik. Ertesi sabah biz annemde börek yerken o toparlanıp gitmiş. Ablası uçakla dönecekti, benim için de otobüsle döner diye düşündü herhalde. Hepimiz şok olduk. Suratlar asıldı. Kimseye veda etmeden gitmişti ve çok üzüldük. 8 saatte geldiğimiz yolu 6 saatte almış. Eve geldiğini bildirdi. Ablası çok çok kızdı. Ben kızsamda ona biraz hak verdim." Beni hala küçük görüyorsunuz" demişti. 
                           Deniz gözümüzün önünde ama biz gitmeye üşeniyoruz.
Ablamın ısrarı ile Cemile abla geldi. Torunu rahat vermedi kadına, tutturdu denize gidelim diye. İyi ki gitmişiz. Dalgaları seyretmek çok iyi geldi bize.
                                                           Dalgalar ve ben
O gün deniz çok dalgalıydı ve kıyda oturup dalgaları seyretmek çok hoşumuza gitti.
Şimdilik bu kadar. Hoşça kalın.