Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

27 Mart 2013 Çarşamba

Bir Pazar Günü

Pazar gün oğlum sınava girdi. Bizde kantinde bekledik. çay kahve derken vakti zor geçirdik. Kapılarda açıktı üşüdük.Bir önceki gün kar yağmıştı ve ağaçlardan, çatılardan şırıl şırıl eriyen karların suyu akıyordu.Yerler öbek öbek su doluydu.
  Oğlum sınavdan çıktığında yüzü gülüyordu, iyi geçtiğini söyledi. Eve gidecekken eşim hadi sizi haighway'e götüreyim yemek yiyelim, alışveriş edelim dedi. Bir de acıkmışız ki doldurduk önümüzü.
 Üç kişilik karışık ızgara geldi. Bir kişiye iki köfte , bir pirzola, bir biftek, bir sucuk dilimi koymuşlar.

                                                 Perde pilav çok geldi. Porsiyonları büyüktü.

                       Ben bir tabakda zeytinyağlılardan doldurdum. Başka bir şey yemesem olurdu.
                Salata çoktu, yoğurt çoktu. Dedimya porsiyonlar büyüktü, bitiremedik. Fiyatıda uygundu. Ankara İstanbul yolu üzerinde tavsiye ederim.
Sonra alışveriş yaptık. Pazar olduğundan herhalde çok kalabalıktı. Bana eskinin Kemeraltını hatırlattı kalabalık. Eve geldiğimizde hepimiz yorgunluktan ölüyorduk.

19 Mart 2013 Salı

ANNE


ANNE -
Yılmaz ÖZDİL
- Başım ağrıyo yav...
- Saçın ıslak ıslak çıktın ondan.
- Başım dönüyo...
- E bi şey yemiyorsun, açlıktan.

Anam ilkokul mezunuydu.
Ama, doktordu.
Popoma fitil sokan tek kadın.

Eczacıydı aynı zamanda...
- Gözüm morardı.
- Gel, patates basayım.
- Kepeklerim çoğaldı.
- Otur, zeytinyağı süreyim.
- Arpacık çıktı galiba.
- Yumurta, sarımsak değdireyim.

Hemşireydi...
- Öfff, terledim be.
- Dur, sırtına havlu sokayım.

Röntgen mütehassısıydı...
- Öhh-höööaa!
- İçme şu zıkkımı.

Bebekken, anestezi uzmanıydı...
- Dandini dandini dastaaana.

Bi ara sünnetçiydi...
- Çıkar, pansuman yapıcam.

Ürologdu...
- Çişin niye sarı bakiiim?

Fizyoterapistti...
- Dizim ağrıyor.
- Benim de belim ağrıyor, geçer.

Diyetisyendi...
- Mis gibi türlü yaptım, sakın sokakta burger filan yiyip gelme, kola da içme!

Cildiyeciydi...
- Sırtımda sivilce çıktı.
- Çikolata yeme.

Laboranttı...
- Burnum akıyor.
- Ben şimdi sana bi ada çayı kaynatayım, rezene, bal, limon,
tarçınla zencefili de ılık ılık iç, sırtına rakıyla aspirini karıştırıp sürelim,
uyu, uyan, sabaha bi şeyin kalmaz.

Psikiyatrdı...
- Nen var oğlum?
- Bi şeyim yok.
- Var var, canın sıkkın.
- Yav bırak, iyiyim.
- Yok yok, bilirim ben.
- Anne delirtme insanı!
- Bak gördün mü?
- Neyi gördüm mü?
- Sinirlerin bozuk senin.

Genetikçiydi...
- Babana çektin sen, o da sinirli, bütün kötü huylarını ondan almışın zaten.

Veterinerdi...
- Anne, bu sene Anneler Günü’nde babama Viagra hediye etmeyi düşünüyorum, bu iyiliğimi unutma.
- Defol, terbiyesiz hayvan!

Hastasıydım...
Hastaydım ona.
İyi bakın onlara.

Yılmaz ÖZDİL

18 Mart 2013 Pazartesi

Çanakkale Geçilmez

Bu vatan için canlarını veren şehitlerimizin ruhları şadolsun.
Çanakkale gezimizden resimler burada

12 Mart 2013 Salı

İstiklal Marşının Kabulü






Türk Kurtuluş Savaşı'nın başlarında, İstiklâl Harbi'nin milli bir ruh içerisinde kazanılması imkânını sağlamak amacıyla Maarif Vekaleti, 1921'de bir güfte yarışması düzenlemiş, söz konusu yarışmaya toplam 724 şiir katılmıştır. Kazanan güfteye para ödülü konduğu için önce yarışmaya katılmak istemeyen Burdur milletvekili Mehmet Âkif Ersoy, Maarif Vekili Hamdullah Suphi'nin ısrarı üzerine, Ankara'daki Taceddin Dergahı'nda yazdığı ve İstiklal Harbi'ni verecek olan Türk Ordusu'na hitap ettiği şiirini yarışmaya koymuştur. Yapılan elemeler sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda, bazı mebusların itirazlarına rağmen Mehmet Âkif'in yazdığı İstiklal Marşı coşkulu alkışlarla[2] kabul edilmiştir. Mecliste İstiklâl Marşı'nı okuyan ilk kişi dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver olmuştur.[3][4][5]
Mehmet Âkif Ersoy İstiklâl Marşı'nı, şiirlerini topladığı Safahat'ına dahil etmemiş ve İstiklâl Marşı'nın Türk Milleti'nin eseri olduğunu beyan etmiştir.
Şiirin bestelenmesi için açılan ikinci yarışmaya 24 besteci katılmış, 1924 yılında Ankara'da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul etmiştir.[6] Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930'da değiştirilerek, dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör'ün 1922'de hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe konmuş, toplamda dokuz dörtlük ve bir beşlikten oluşan marşın armonilemesini Edgar Manas, bando düzenlemesini de İhsan Servet Künçer yapmıştır. Üngör'ün yakın dostu Cemal Reşit Rey'le yapılmış olan bir röportajda da kendisinin belirttiğine göre aslında başka bir güfte üzerine yapılmıştır ve İstiklal Marşı olması düşünülerek bestelenmemiştir. Söz ve melodide yer yer görülen uyum (Prozodi) eksikliğinin esas sebebi de (Örneğin "Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak" mısrası ezgili okunduğunda "şafaklarda" sözcüğü iki müzikal cümle arasında bölünmüştür) budur. Protokol gereği, sadece ilk iki dörtlük beste eşliğinde İstiklâl Marşı olarak söylenmektedir.

 http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0stikl%C3%A2l_Mar%C5%9F%C4%B1

11 Mart 2013 Pazartesi

Yapım Kuşağı

6/Asınıfı






                                                         Artan kumaşlardan oyuncak yapımı
                                              Perde halkası ve kapaklardan oyuncak

..........
6/B sınıfı





                                              Motif yapma aparatı örnek olarak gösterildi.
6/C sınıfı

                                                Temizlik robotu ve motorlu kayık.
7/A sınıfı
                                                     Otomatik badana yapan rulo

                              Depreme dayanıklı ev, temelinde yaylar var.

7/B sınıfı



 Bozuk para kumbarası. Değişik oranlardaki deliklerden geçen paralar geçemediği bölümde birikiyor.
                                               Kübra'nın otomatik dondurma makinesi
                                            Mehmet'in Çöptoplama Robotu

                                                 Kübra'nın dondurması

Kar Ayakkabısı
 
7/L Sınıfı 





                       Yorgunluğa karşı içecek. Zencefil, zerdeçal, limon, şeker vbDilara'nın çalışması.

7/K sınıfı
                                           Çarpışmaları önleyen mıknatıslı araba Yiğit Efenin


                                                     Projesini erken bitiren Buketin bebeği

                                                  Ekmek makinası




Geçen yılın Yapım Kuşağı çalışmaları burda.


7 Mart 2013 Perşembe

Kargo Geldii (Fiamma'dan)


Sevgili Fiamma'nın Çekilişine katıldım ve tataaam kazandııım. Çok sevindiiim:) Kargo dün gelmiş bulamamış bizi. Bu gün gittim aldım kargomu.
                                       Koca Karı: Sıkıldım içerdeeeee aç artık.
                                             Koca Karı: Uh gün yüzüne çıktım çok şükür.
                                                    K,K: Hımmm bi bakayım şu eve.
                                         K.K:Fiamma'da bilmediği yerlere ne gönderir beni?
                                                       K.K: Üf boya kokuyo burası.
                                     K.K:Bu güzel kız kızımı acaba? SevgininRuhu-eveet.
                                                 K.K: Güzel yapmış. S.R-sağol
K.K:Birsürü de hediye yollamış, ben yetmiyormuşum gibi.
 S.R-Ben çok sevindim Fiammacım ellerine sağlık. Hele o bileklik ne emek, teşekkür ederim. Magnetleri kızım kaçırır yaprak hastası, yaka iğnemde nefiiis. Ben bir kocakarı beklerken beş hediye geldii.Canım benim sağol...
                                                K.K: Manzara da güzelmiş, ferah ferah...
                                              K.K:Bu evin hanımı olarak kalabilirim.
                                    K.K- Bunlar ne?
                                    S.R-Takip iğneleri, perde örerken sırayı takip ediyorum!
K.K:Perde bitince nolacak.
S.R:hihiihhihiii
K.K:Ay bana bişeyler oluyoooo :)