23 Nisan tatilinde kardeşlerimle İzmire gittik. Annem rahatsızlandığı için moral vermeye gittik. Küçüklüğümüzdeki gibi çekirdek aileyi oluşturduk. Ablam, ben ve kardeşim eşlerimiz ve çocuklarımız olmadan ana evindeydik. Annemin rahatsızlığı şekerinin düşmesinden dolayı gece bütün vücudunun hissizleşmesi, düşünebildiği halde konuşamaması, durumunu yan odada yatan babama duyuramaması.
"Ölüm söylendiği gibi zebanilerin gelip canını alması gibi değil" diyor. "Vücudun ayaklardan yukarı doğru hissizleşiyor, hiç bir şey hissetmiyorsun. Boynuma kadar hissizlik geldi ve ben çocuklarıma hasret gideceğim diye üzüldüm. Dualar ettim, ölmek istemiyorum dedim. kıpırdanmaya çalıştım. Bağırdım çok bağırdım ama sesim çıkmadı. Sonra koluma can geldi. Duvara vurmaya çalıştım, duyuramadım. Kendimi yere attım.Kapıya doğru sürüklenmeye çalıştım. Kapıdaki terlikle kapının kolunu çekip kapıyı kındırdım. Baban sesimi duydu ve acile götürdü" dedi. Babamsa gece tuvalete kalkmış ve hafif gürültü duymuş "hanımı kontrol edeyim" demiş. "bir baktım ki yerlerde sürünüyor." diyor.
Ambulans çağırdıkları halde gelmemiş. Komşunu arabası ile hastaneye gitmişler ve serum bağlanmış. Şekeri çok düştüğü için olmuş bu olanlar. Annem biraz kilo vereyim diye ekmeği tamamen kestim diyor.
Ayakları zaten ağrıyordu. Yürümekte zorlanıyor. Otobüse taksiye binemiyor. Yeni baston aldık ona bastonundan utanıyor. Ayakları için fizik tedavi uygulanıyor.
Annem yürümeyi çok sever. Gençliğinde öyle hızlı yürürdüki ben yetişemez arkasından koştururdum. Şimdi hızlı yada normal yürüyemiyor, gezemiyor diye üzülüyor.
Resmini çekerken zorla gülümsettik. Anne gülümse diye diye bu kadar gülümsedi bize. Çok durgun duruyor.
Bütün kış evde kapalı kaldı. Hasta olmamak için dışarı çıkamadı. Ki annemde babamda günlük yürüyüşlerini sporlarını yaparlar. Komşu ilişkileride eskisi gibi değil. Bizlerde uzağız. İyice canı sıkılmış anacığımın.
Babam sabah beşte kalkar hareketlerini yapar, saat altıda yürüyüşe gider. sekizde eve gelir. kahvaltıdan sonra kahveye gider arkadaşları ile görüşür. Annemse dışarı çıkamayınca canı sıkılır.
Anneme seni gezdirelim dedik. İstemem diye tutturdu. Ayaklarım ağrıyor, merdiven çıkamıyorum, arabaya binemiyorum dedi. Siz gidin gezin dedi. Bir türlü çıkaramadık. Üç kardeş çıktık.
Taksiyle Varyanttan konağa indik. Özlediğimiz İzmiri resimledik.
---
İzmirin vazgeçilmezi saat kulesi
Üst geçitten Konak'ın görünüşü
Kordonboyunda Karakol
Kordonboyunda Pasaport binası
Kumru ve gevrek çekmeden olmaz
Arka planda faytonlar
Ablam aşçı olduğu için yemekleri o yaptı. bende bulaşıkları yıkadım. Kahvaltıda çorba, gevrek, boyoz, peynir, zeytin vazgeçilmezimizdi. Annem yediklerine dikkat ediyor artık.
Erti gün annemi ikna edip Kaynaklara götürdük.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder