Abant-Gökdere

Abant yolu üzerinde köy kahvaltısı edecek yerler var. Bizde Gökdere'yi seçtik.

 Kültür sitesinde karma sergimiz vardı. Geçen pazartesi açıldı. Kızım bu sergi için geldi. Ama sergi beklenenden iki gün önce toplanınca göremedi. Onbeş gün sonra yine Sanat merkezinde olacak ozaman belki gelirim dedi.

Cumartesi sabahı Abanta gidelim dedik. Yol üzerinde Kahvaltı yapılacak bir-iki tesis var. Köyevi gibi ve köy kahvaltısı veriyor. Eşimle oğlum hava soğuk diye önden gittiler. Kızımla ben yeşillikleri çekelim, evi çekelim derken geri kaldık.

 İçersi aynı köy evi gibi yapılmış.Bolunun eski evlerinde böyle pencere üstü raflar varmış, dört duvarı çevreleyen. Üstünede kapkacak konurmuş

İçerde yanan bir şöminede vardı. Mayısın sonu olmasına rağmen soğuktu. Yana şöminede ısındık.

 Güzel kahvaltılıklarla doyunduk. Akşama kadarda acıkmadık. Hatta akşam yemeği bile yemedik.

                                                        Hepsi köy ürünü ve lezzetliydi.

 Köyevinden ayrılırken bu ördek ailesini gördük. Öndeki ördek civcivlere zarar vereceğimizi sanıp gagasını açtı. Baktıki bizden zarar gelmez döndü.

 Sonra Abanta doğru devam ettik. Yoldaki ağaçlar insanın ruhunu dinlendiriyor. Abanta geldik ama göl görünmüyor. Üzeri bulut kaplı. Bir çok tur otobüsü gördük. Yolcular kış gibi giyinmişlerdi. Yağmur yağdığı halde ızgarasını yakanlar vardı. Havaya rağmen inatla pikniklerini yapıyorlardı.

Bulutlar biraz aralanınca gölün resmini çekebildim. Abantta bir kahve içip gölün etrafını dolanıp döndük. Soğuk nedeniyle durmadık. Bu günde Filiz restoranta kahvaltıya gittik. Dün soğuk olan hava bu gün sıcaktı. Ne giyeceğimizi şaşırdık. Bu gün eşim ve oğlum fotoğraf çekmemize tepki gösterdiler. Nede olsa onlarda blogculuk ruhu yok. Kızımı gönderdik. Şimdiden özledim canımı.